20 Haziran 2007 Çarşamba

Uçuş


Vizeyi almamla birlikte yolculuk planları yapılmaya başlandı. Ablamın tavsiyesi ile Türk Hava Yollarından 20 Haziran 2007 tarihi itibari ile 850 Euro'ya tek gidiş rezervasyon yaptırdım. Marcopolo(Sultanahmet'te) acentesi ile görüşüp uygun fiyatlı bilet bakmalarını rica ettim. Sağolsun Hakan bey bana çok yardımcı oldu. Lufthansa Hava Yollarından, 20 Haziran 2007 06:05 gidiş(İstanbul-Frankfurt-Los Angeles), 25 Aralık 2007 08:00(Los Angeles-Frankfurt-İstanbul) dönüş tarihli gidiş-dönüş biletini 1150 Euro'ya ayarladı.

11 Haziran haftasını, tamamiyle Türkiyedeki banka hesabımdan, ablamın Amerika banka hesabına para aktarabilmek için uğraşarak geçirdim. Ancak pek başarılı olduğum söylenemez. Amerikan Bankaları,
IBAN numarası kullanmıyor, Routing/ABA number kullanıyor. Bizim bankalarımız daha çok Avrupa bankaları ile çalıştıklarından Amerikan bankalarına aktarım herzaman problem oluyormuş.

Tarih 15 Haziran 2007 gösterdiğinde sekiz yıldır çalıştığım işyerimden ayrılma vaktim gelmişti. Biraz hüzünle, ancak iyi birşey yapıyorum düşüncesinin verdiği güçle, sorunsuz bir biçimde ayrıldım.

16, 17 Haziran haftasonu annem, kardeşim, kardeşimin eşi, yeğenlerim ve birkaç akrabamı görmek amacı ile memleketim olan Bursa'ya gittim. Bursa'dan ayrılmakta oldukça zordu.
Ailemden uzaklara gitmek üzücü, ancak beni ençok üzen İstanbul'dan ayrılmaktı. Köprüden her geçişimde boğazı olabildiğince uzun izlemeye çalıyor, yaşadıklarıma şükrediyordum. İstanbul bana ne istediysem verdi. O ise hişçbirşey istemedi. Uzaklara gidince belki benden birşey ister ve o isteğini gerçekleştirmek için ona dönerim. İstanbul bana doydu, ben İstanbul'a doyamadım. Uçuşum yaklaştıkça özlem artıyor...

18 Haziran tarihinde, bir en büyük boydan ve birde ortanca boydan(Toplam 90 YTL) iki adet bavul aldım. Bavul alacaksanız Laleli ve Beyazıt civarında satılan bavulları almanızı tavsiye ediiyorum. Hem ucuz, hemde sağlam oluyorlar.

19 Haziran tarihinde artık eşyalarımı toplama vaktim gelmişti.

Amerika'ya gidiş için bavul ağırlık sınırları; iki adet büyük bavul en fazla otuzar kg olmalı. Otuz kg geçen bavullar için ektra para talep ediliyor. Yanınızda taşıyacağınız çantalar, fazla ağır olmamak şartıyla en fazla iki çanta(biri laptop çantası gibi küçük, diğeri sırt çantası gibi orta boy) olabiliyor.

Eniştem ve ablam, Amerika'dan kıyafet almanın Türkiye'ye nazaran daha ucuz olması nedeniyle, yanımda az eşya getirmemin daha uygun olacağını söylediler.

Yanınızda 10.000$ dan daha fazla götürmeniz tavsiye edilmiyor. Ben 2000$ civarı para Amerikan Doları, 15 Euro(Almanyada su, kraker benzeri yiyecek almak için) aldım. Bu parayı yanınızda götürürken, eniştemin tavsiesi üzerine, yanımda götürdüğüm eşyaların içlerine dağıtım.(700$ cüzdanıma, 300$ kitap arasına, 500 dolar gölek cebine vb.)

Değerli eşyaları yanımdaki sırt çantama yerleştirdim.(Pasaport, I-20 Formu, Nakit para, Laptop, PDA) Daha az değerli eşyaları bavullara yerleştirdim. (Kıyafet, kitap, CD, External-Harddisk, şarj cihazları)

19 Haziran akşamı büyük ağabeyim, ağabeyimin eşi, yeğenimle vedalaştım. Sabah üçte gelmesi için taksi ayarladık. 20 Haziran sabaha karşı saat 03.00 civarında uyandım, annem ve ablam ile vedalaşıp taksiye bindim. Artık yolculuk başlamıştı.

03:25 civarında Atatürk Havalimanı Dışhatlar Terminali'ine vardım. Hemen Çıkış Harcını ödemek için harç ödeme kuyruğuna girdim. Pasaportun arkasına bir pul yapıştılıyor. Masrafı 15 YTL.

03:50 civarında Lufthansa Havayolları Chek-In(bilet alma süreci) işlemi için kabinlerini açtı. Hemen sıraya girdim ve Marcopolo tarafından yapılan işlem kağıdını gösterdim, benden pasaportumu istediler. Bu esnada bavullarım tartıldı ve sorun olmadığı söylendi. Check-In işlemi için sadece pasaport yeterliymiş. Biletimi cam kenarı mı yoksa koridor mu olduğunu sorduklarında eniştemin tavsiyesini dinleyip koridor dedim. Uzun yolculuklarda insanları rahatsız etmeden dolaşabilmek için koridor tarafındaki koltuğu seçmek daha faydalıymış. Biletinizle birlikte size verilen bagaj fişlerine(luggage tag) dikkat ediniz. İneceğiniz yer yazmalı. Bende LAX(Los Angeles kodu) yazıyordu. Biletimi aldıktan sonra havaalanında kalan vaktimi(yaklaşık bir saat) GloriaJeans'te kahve içerek harcadım.

05:00 civarında Pasaport kontrolü için sıraya girdim. Harç pulum, pasaportum ve biletim kontrol edildikten sonra biltimin kapısı olan 221 nolu kapıya yöneldim. Yanımda taşıdığım sırt çantam X-RAY cihazına sokularak kontrol edildi. 1 saat kadar 200 kişilik bir salonda uçağa alınmayı bekledim. 05:50 civarı uçağa alım başlandı. 33C nolu koltuğu bulmam uzun sürmedi.

Güzel bir uçuştan sonra Frankfurt Havaalanına indim. Eniştemin tavsiyesi üzerine yanıma aldığım 15 Euro ile kendime kraker benzeri yiyecekler aldım. (Amerika Birleşik Devletlerine taze meyve, et, sıvı sokmak yasak, bu nedenle uçaktan inmeden kurtulun)

Frankfurt Havaalnında biletimi Check-In yaptırmak için sıraya girdim. İniş yerim Los Angeles olduğundan Amerikalı görevliler sizi en ince yerinize göre araştırıyor. Benide çok iyi bir şekilde aradılar. Biletimi Check-In yapmak için A63 nolu kapıyı yöneldim ve elektronik biletim onaylandı. 09:50 civarında uçağa alım başlandı. 45H nolu koltuğu buldum ve eşyalarımı yerleştirdikten sonra emniyet kemerini bağlayıp uçağın havalanmasını bekledim. Uçakta tüm hostesler ingilizce biliyordu. Biliyordu bilmesine ancak ben çok iyi bilmiyordum. Yarı İngilizce yarı tarzanca anlaştık.

Yolculuk boyunca su tüketimi önemli. Bolca su tüketin. Yanınıza Laptop aldıysanız mutlaka kulaklıkta alın. Müzik dinleyebilir, film izleyebilirsiniz. Ben Rocky 6'yı izlemiştim. Tam yolculuk filmi... Laptop'u prize takar kullanırım diye düşünmeyin, uçakta priz yok. Kabloları boşuna yanınızda taşımayın. Yanınıza dergi, kitap gibi şeyler alın, zira 11 saat süren bir yolculuk bir yerden sonra sinir bozucu olabilir.

Uçakta doldurulacak iki adet form var. Yanınızda kalem bulunsun. I-94 formuna kendinizle ilgili bilgileri(ad, soyad, pasaport no vb.), Customs Declaration Form formuna ülkeye girişte getirdiğiniz şeylerle ilgili bilgiler giriyorsunuz. Uçağa binmeden bu formlarla ilgili bilgi edinin, anlamadığınız bölümleri İngilizce bilen birinden öğrenin. Panik yapmayın, uçaktaki hosteslerde size yardımcı oluyor.
Yolculuk boyunca iki yemek hakkınız, sınırsız içecek hakkınız var. Alkollü içecek tüketmekte mümkün.

Yolculuğun ortalarına yakın yukarıda bahsettiğim formları dolduruyor ve teslim ediyorsunuz.

Uçağım planlanan saatte Los Angeles'e indi. (LAX Tom Bradley Int'l Terminal) Herkesi takip edip pasaport kontrol sırasına geldim. Amerikan Vatandaşları ve Ziyaretçiler(Yabancılar) için girişler birbirinden ayrılmıştı. Beni Ziyaretçi bölümüne yönlendirdiler. Sıram geldiğinde görevliye pasaportumu, I-20 formumu ve uçakta doldurduğum I-94 formu teslim ettim. İşret parmaklarımın parmak izlerini aldıktan sonra fotoğraf için yüzümü kameraya dönmemi istedi. Ben yolculuğum boyunca yaptığım gibi gülümsüyordum.

- Görevli, "Why are you smiling?" ya da bun benzer bir soru sordu?
- "Because, I'm so happy!" deyince biraz şaşırdı ve gülmeye başladı. Gülümseyin faydası var...

Böylece pasaport kontolünü güzel bir biçimde geçtim.
Bavullarımı almak için monitörleri takip edip, Lfthansa 456 nolu uçuş'un karşısında yazan 8 nolu bavul dağıtım bandına gidip bavullarımı aldım.
Artık Los Angeles sokaklarına çıkabilir miyim dersiniz? Elbetteki hayır, ancak çok yaklaştım. Bavullarımla birlikte Gümrük kontrolüne gidiyor ve Çinlilerle birlikte kontrol sırasına giriyorum. Görevlilerden biri sıranın en önündeki şahsa;

- 'Do you have any liquid, plant, meat?' ya da buna benzer bir soru soruyor?

Ben seyahatimin başından beri yanıma sıvı içecek almama konusunda hazırlıklı olduğumdan Çinlilerin çoğunun aksine, 'No' diyorum. Görevli elimdeki Customs Declaration Form'u alıp kontrol ediyor ve çantalarımı X-RAY cihazının kontrol edebilmesi için banda sürmemi istiyor. Bavullarım hiç açılmadan, seyahatimin başından beri sahip olduğum şansla birlikte, yoluma devam ediyorum. Exit To Los Angeles/Street yazısını gördüğümde beynimde fırtınalar kopuyor ve sevincim yüzüme yansıyor. Hızlı adımlarla devam ediyorum.

Ziyaretçilerin beklendiği salona girdiğimde gözlerim ablamı aramaya başladı. Uzaktan bir el gördüm ve hava alanında ben ve ablamdan başka herşey flu oldu. Gülümsedim ablama sarıldım. Güzel bir his... Artık U.S.A. e girmiştim... Çok şükür...

19 Haziran 2007 Salı

Amerika Vize Başvurusu


Tarihler Nisan 2007'yi gösterdiğinde artık vaktin geldiği konusunda kanuşmalar başladı ve ilk adımı attık. English & Certificates for Internationals (ECI) at the University of California sitesini inelemeye başladım. Ablamda enrollment-form'u incelememi ve başvuruyu yapmamı söyledi. Form'un altıncı bölümünde Finans Bilgileri ile ilgili bölüm ya elle doldurulmalı ya da bankadan nakit miktarınızı gösteren bir belge(İngilizce) gönderilmeliydi. Form'un sadece bir ve üçüncü sayfalarını doldurduktan(ablam sürekli olarak formu inceledi) ve nakit miktarımı gösteren belge ile birlikte, FedEx aracılığı ile, form'un sağüst köşesinde yazan adrese yolladım.

Formu gönderdikten üç gün sonra form'un kendilerine ulaştığını ancak nakit miktarını gösteren belgedeki hesap tipleri ile ilgili ingilizce ıklamaya ihtiyaç duyulduğunu belirttiler. Bununla ilgili bankanın sitesinden aldığımız ingilizce ıklamayı mail aracılığıyla bildirdik. İki hafta geçtikten sonra durumun ne olduğunu anlayabilmek için ablam universiteye mail attı. Bir hafta önce yola çıktığını öğrendiğimizde biraz panikledim. I-20 formum, kargo şirketinin Ümraniye ofisinde 3 gündür bekliyor, adresi bulamadıkları için benim almam bekleniyormuş. Adres bilgisini güncelledikten sonra nihayet formuma kavuştum.(I-20 formu okula kabulünüzü belirten bir kabul formu. Vize alırken mutlaka olması gereken - öğrenci olarak gidiyorsanız - hatta vize almanızı belirleyen önemli bir belge.)

Vize Başvurusu;
Pasaportunuz olmadan vize başvurusu yapamazsınız. Aldıktan sonra aşağıdaki işlemlemleri takip edebilirsiniz.

Amerikan vizesi, Göçmen olayan vize başvuru randevusu alabilmek için, İş Bankası'na 16$ yatırılması gerekiyordu ve yatırdım. Bana verilen dekont üzerinde bukunan PIN-KODU, telefonla(İstanbul Konsolosluğu başvuru tel: 0 212 340 4444) yapılan başvuru esnasında teyid ediliyor, bu sayede başvuru için tarih alabiliyordunuz. Nisan ayı sonunda 29 Mayıs 2007 09:15 için randevumu aldım.

Mayıs ayı başından, 29 Mayıs'a kadar başvuru için gerekli yardımcı belgeleri toplamam, başvuru formlarını(DS-156, DS-157, DS-158) doldurmam, Fortis Bank'a 100$ başvuru ücretini yatırmam ve
SEVIS(Student and Exchange Visitor Program - 100$) başvurunu yapmam gerekiyordu. Fortis Bank'a 100$ başvuru ücretini yatırdıktan sonra Yardımcı belgeleri toplamak için çalışmara başladım.

Kesin Balgeler;
Yardımcı belgeler, mülakat esnasında görevlinin sizden isteyebileceği belgeleri kapsamaktadır.
Yardımcı Belgeler(En geniş hali);
  • Çalıştığınız şirketin antetli kağıdına kaşeli ve imzalı olarak;
To Consulate General of the United States Visa Section Istanbul başlığı ile işveren tarafından yazılmış şirketteki görevinizi, seyahat detaylarını ve vize talebiniz belirten dilekçe.
  • 6 aylık maaş bordrosu.
  • Gelir durumunuzu gösteren ingilizce gelir belgesi. (Nakit durumunuz)
  • Banka hesap defteri fotokopisi.
  • Kredi kartı forotkopisi(Arkalı önlü)
  • Sigorta işe giriş bildirgesi fotokopisi(SSK giriş bildirgesi tekrar ve yeni işe giriş ise eski SSK işe giriş bildirgesi)
  • SSK bildirgesi(4 aylık)
  • Çalıştığınız şirketin imza sirküleri.
  • Çalıştığınız şirketin vergi levhasının fotokopisi.
  • Çalıştığınız şirketin yeni tarihli faaliyet belgesi fotokopisi.
  • Çalıştığınız şirketin ticari sicil gazetesi fotokopisi.
  • Çalıştığınız şirketin hesap cüzdan fotokopisi.
  • Gayrimenkul tapu fotokopisi(varsa)
  • Turistik ve eğitim amaçlı gidenlerden otel ve uçak rezervasyonları.
  • Nüfus Cüzdanı sureti,
  • İkametgah,
  • Sabıka kaydı.
  • Bir adet arka fonu beyaz, yeni çekilmiş ve rötuşlanmamış, 5cm x 5cm Fotograf

Yukarıdaki belgeleri topladıktan sonra SEVIS(Student and Exchange Visitor Program, - 100$) ödemesini internet üzerinden kredi kartı ile yaptım.

Başvuru Formları;

DS-156 : Göçmen Olmayan Vize başvurusu için tüm başvuranlar doldurmalı.

DS157 : Göçmen Olmayan Vize Başvuru Ek Formu, 16-45 yaş arası erkek başvuru sahipleri için.

DS158 : Göçmen Olmayan Vizeye Başvuranlarla ilgiliTemas Bilgisi Ve İş Geçmişi Formu.

Belgelerimi topladıktan sonra geriye vize görüşmesine girmek kalıyor.

Vize görüşmesi için geç kalınmaması özellikle çok önemli. En az 30 dakika önceden orda olmanızda fayda var.

29 Mayıs 2007 sabahı Aksaray'daki evimden saat 07:30 itibari ile çıktım. (Konsolosluk adresi: İstinye Mahallesi, Kaplıcalar Mevkii No:2, İstinye, 34460) Dolmuş ile Tasim, ardında 4. Levent'ten taksiye binmek suretiyle 08:25 te İstinye'ye vardım. Amerikalıların tarzı olan çok görkemli, büyük bir bina beklerken, çok gösterişli olmayan basit bir bina ile karşılaştım.

Girişte Türk görevliler, kesin formları çıkarmanızı ve elinizde tutmanızı istiyor. Benim tavsiyem tüm süreç boyunca sakin ve güler yüzlü olmanızdır. Sizin gerginliğiniz karşıdakine yansıdığı anda problem var demektir. İlk giriş kapısından sıra dahilinde içeri alıyorlar. İlk görevli sizden sadece pasaportunuzu istiyor ve üst kata çıkmanızı istiyor. Üst katta, kapı dışında, içerideki görevlinin sizi çağırmasını bekliyorsunuz. Görevli sizi çağırdığında içeri giriyor, sıra numaranızı alıyor(Benimki 009'du) ve içeride beklemeye başlıyorsunuz.

İçerideki vaktinizi mülakatları izleyerek ve kendi cevaplarınıza odaklanarak geçirmekte fayda var.

Benim izlediğim mülakatlar arasında en olumlu olduğunu düşündüğüm 8 Numaralı kabinde bulunan Amerikalının bana çıkmasını çok istiyordum. Dinggg, 2 numara beni çağrıyordu. Olumlu Amerikalı ilgili hayallerim suya düştü derken 2 numaralı kabinde buz gibi bir yüz ifadesiyle Türk bayan görevli benden belgelerimi istedi. Meğer Amerikalılar ile görüşmeden önce belgelerini Türk görevliler alıyor ve arkadan Amerikalı görevlilere uygun formatta sunuyorlarmış.(Önde Başvuru formu, arkasında I-20 formu) Türk görevli benden dışarıda beklememi söyledi. İçeriden bir dinggg daha, "009, lütfen bir nolu kabine". Kabindeki Amerikalı;

- 'Hi, How are you?' dedikten sonra,
- 'Thank you. How are you too?' dedim.
- 'Than you.' dedi.

Benden sol elimin dört parmağını önümdeki parmak izi alma makinesine koymamı istedi, bu şekilde tüm parmaklarımın izini aldı ve beklememi rica etti. 10 dakika geçmedi ki hayalini kurduğum Amerikalının kabininde dinggg, '009' yanıyordu. İçimden havalara uçtum...

Görüşme;

- “Neden Amerika’ya gitmek istiyorsun?” şeklindeydi.
- “I would like to improve my English.” dedim. Gülümsemeye devam...
- “Why?” dedi.
- “I’m a Software Specialist and I have to learn English for my profession.” şeklinde cevap verdim.
- “Amerikada arkadaşın ya da ailenden biri yaşıyor mu?” dedi.
- “Yes, My sister living in United States, California” dedim.

Ablamın adını sordu, söyledim. Önündeki bilgisayardan baktı.

- “Ne iş yapıyor?” diye sordu.
- “Research Scientist” dedim.
- “Ne kadar süredir Amerikada yaşıyor” dedi.
Bende “Since 2004” dedim, arkasından “If I can take visa, my company will able to leave of absence for one year” dedim.
- “Geri dönecek misin?” dedi.
- “Yes” dedim.
- “Şirket mektubun var mı?” dedi. (Yardımcı belgeler arasındaki ilk belge)
- “Yes” dedim ve verdim. - “ok” dedi, bende “Thank you so much!” dedim.

Bana UPS kargo’ya vermem icin küçük bir kağıt verdi, bende UPS Kargo’ya gidip adres bilgilerimi verdim. (8 YTL kargo için ödeniyor. 3 gün içinde pasaport geliyor) UPS kargodaki çalişana “Bu ne anlama geliyor?” şeklide sordum. “Yüksek ihtimalle vizeyi almışsın” dedi. Çok mutlu oldum...

Eve dönerken Taksim'e bir müddet kalıp İstavrit'te doya doya bir kahve içtim. Eve döndüğümde durumu ablama bildirmek üzere makinamın başına oturup görüşme detaylarını bildirdim.

31 Mayıs 2007(görüşmeden 2 gün sonra) tarihinde işyerime pasaportum geldi. İş arkadaşlarımla pasaportun içinde vizeyi bulamıyorduk. Biraz panik olmuştuk. Ancak çok sevgili arkadaşım Bilal olaya el attı ve pasaportu eline aldı. Meğer vize bölümü pasaportun orta kısmından itibaren yer alıyormuş. 29 Mayıs 2012 tarihine kadar F1 vizesi almıştım. Pasaportun arka kısmına I-20 formunu bir zarf içinde zımbalamışlardı, sakın içini açmayın ya da pasaport'tan koparmayın. Ben koparmıştım. Ülkeye girişte problem olabilir.

9 Haziran 2007 Cumartesi

Rüya başlıyor...


Amerikaya gitme hayali, her hayal gibi, önce düşüncede var oldu.


2003 yılının Aralık ayı, benim için zorlu bir aydı. Omuz rahatsızlığım nedeni ile zorlu bir ameliyat geçirmiş, üstelik bir ay kadar, iş göremez durumda, istirahat etmek durumunda kalmıştım.

Zor beğenen büyük ablam - beş kardeşiz, iki ağabeyim ve iki ablam var -, 2004 yılının Ocak ayında, Amerikada hayatını kazanan müstakbel enişte adayı ile evlenmek istediğini aile eşrafına açıklamış, bizede Taksim Marmara otelinde tanışmak düşmüştü. Enişte adayını ben çok sevmiştim. O da beni sevdi sanırım...

2004 yılının Temmuz ayında evlilik törenini gerçekleştirmek için İzmir'e gittiğimizde, sevincin yanında üzüntüde bizimle seyahat ediyordu. Eniştem, ablamı Amerikaya götürüyor, bizede onun gidişini izlemek düşüyordu.

Ablamın bizlerden uzaklaşması, babamın vefatından - Şubat 2001 - sonra yaşadığım ilk büyük travma oldu. Hayatın içindeki yerimle ilgili ciddi sorunlarım ve kendimi bulamayışım, yeni bir arayışa yöneltti. İlk soru; "Hayat çizgisinde neredeyim?". "Ne yapabilirim?" Amerikaya gitme düşüncesi böyle hastalıklı bir durumda ortaya çıktı.

Ablam bana Amerikaya gitme konusunda her türlü desteği vereceğini söyledi, ancak bir sorun vardı. O zamanlar hayatı bir kişilik değil, iki kişilik düşünüyordum. Hayalin var olması ile yok olması bir oldu... Yaklaşık on ay sonra hayatı tekrar tek kişilik düşünmeye başladığımda, hayalim, beynimde yeniden canladı. Ancak tekrar bir sorun vardı. ASKERLİK, üstelik onbeş AY.

Kendi kendime sorduğum ilk şey "AMERİKAYA gitmeyi ne kadar istiyorsun? Ve NEDEN?" oldu. "ÇOK istiyorum. Yeni bir ülke, hayata bakışımı değiştirebilir, belki beni daha iyi bir insan yapar. (Tabii ki insanın kendisi ile ilgili bir durum, biliyorum...)" Amerika'ya gitmek istediğime karar vermem, önümdeki engellerden kurtulabilme gücünüde beraberinde getirdi.

17 Şubat 2005 tarihinde ASKERE gittim. Ankara, Jandarma Eğitim Komutanlığında güzel - ne kadar güzel olabilirse - bir askerlik dönemi geçirdikten sonra 20 Nisan 2006 tarihinde, gittiğimden farklı bir insan olarak geri döndüm. Tekrar bir sorun. Amerika vizesini daha kolay alabilmem için çalışıyor olmam ve çalıştığım dönemi kapsayan maaş bordroları gerekiyor. Kafamda 12 aylık bir süre verdim ve askerden önce çalıştığım şirkete yeniden başladım. İçimde büyüttüğüm hayalim, artık beynimden vücuduma yayılmış, içimde tutamaz olmuştum. Arkadaş çevremle paylaşıyor, eğer gerçekleşmezse düşeceğim zor durumla ilgili senaryolar üretiyordum.